Bu içerikte bilinçdışı kavramının şimdilik sadece sözlük anlamını –blog okuyucuları için- paylaşıyorum. Zamanla, bilinçdışı hakkında ayrıntılı bir makale yazmayı planlıyorum.
bilinçdışı (unconscious): Gerek isim gerek sıfat haliyle birbiriyle yakında ilişkili gözükse de, kullanıldığı yere bağlı olarak iki anlama gelebilmektedir:
- Bunlardan ilki genel bir baygınlık ve koma, kendinden geçme, uyku, genel anestezi vb. durumlarla ifade edilen şeydir. Kişinin kendinde olmaması, yaptıklarının, yaşadıklarının, çevresinde olup bitenlerin farkında olmaması; ya da bu durumda olan kişi.
- Freud’un topografik ruhsal yapı modelindeki üç bölümden en derinde, normal bilinç süreçleriyle ulaşılması en zor olan kısmı. Bu kısım, istenilmediği, kabul edilmediği, yasaklandığı (dolayısıyla kaygı uyandırdığı) için bastırılan veya unutulan ve bu nedenle doğrudan erişilemeyen anıları, duygusal çatışmaları, arzuları, dürtüleri olduğu kadar saldırganlık, cinsellik, vb. gibi temel biyolojik içgüdüleri ve itkileri de içinde barındırır. Bilinçdışı ayrıca hiçbir zaman bilince ulaşmayan, hiçbir zaman bilinçli olmayan temel yaşamsal dürtü ve itkilerin de kaynağıdır. Bunlar, bilince açık olmasa da bilinçli düşünceler ve davranışlar üzerinde dinamik bir etkiye sahiptir. Rüyalar, edim hataları, fanteziler, nevrotik semptomlar, vb. bilinçdışı süreçlerin birer dışavurumudur.
bilinçdışı motivasyon (unconscious motivation): Bilincinde, farkında olmadığımız arzular, dürtüler, amaçlar, itkiler vb. Gerçekleşmemiş arzuları dile getiren kasıtlı kazalar, dil sürçmeleri, rüyalar vb. bilinçsiz motivasyonun yol açtığı davranışlara veya süreçlere birer örnektir.
Kaynaklar
Budak, S. (2005). Psikoloji Sözlüğü. Bilim ve Sanat Yayınları.