Sosyal Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Sosyal anksiyete bozukluğu tedavisi odaklı bu yazının ana kavramları şunlardır: sosyal anksiyete (social anxiety)sosyal fobi (social phobia) ve sosyal anksiyete/ kaygı/ bunaltı bozukluğu (social anxiety disorder).


Sosyal anksiyete nedir?

Sosyal anksiyetenin belirtileri üç başlık altında toplanabilir:

  • Fizyolojik belirtiler: terleme, çarpıntı, titreme, ağız kuruluğu, kas gerginliği, bulantı hissi vb.
  • Davranışsal belirtiler: zayıf göz kontağı, ses titremesi, yerinde duramama, kekeleme, kaçınma, tırnak yeme, sızlanma, ağlama vb.
  • Bilişsel belirtiler: mahcup olma düşüncesi, kaçma düşüncesi, olumsuz değerlendirilme düşüncesi, küçük düşme düşüncesi, yetersizlik düşüncesi, başarısızlık düşüncesi, kendini eleştirme vb.8

Bazılarına göre -mesela Aaron T. Beck’e göre- sosyal anksiyete (sosyal kaygı), “değerlendirilme kaygısı” olarak kabul edilmektedir. Onlara göre, sosyal kaygının diğer kaygılardan farklı bir yanı vardır: hayali veya gerçek ortamlarda, başkaları tarafından değerlendirilmek veya değerlendirilme ihtimalinin varlığı8

Sosyal anksiyetenin alt tipleri nelerdir?

Literatürde, sosyal anksiyetenin alt tiplerine ilişkin bir tartışma söz konusudur. Bununla birlikte, bazıları sosyal anksiyeteyi şu alt tiplere ayırıyorlar:

  • Performans tipi: bireyin yalnızken yaptığında kaygı duymadığı aktiviteleri toplum içinde yaptığında yoğun bir kaygı yaşamasıdır.
  • Sınırlı etkileşimsel tip: Bir veya iki özel sosyal durumda hissedilen kaygıdır.
  • Yaygın tip: Kişinin korkularının ve kaygılarının birden fazla sosyal ortamda yaşanmasıdır.

Bazı araştırmacılar sosyal anksiyeteyi, “yaygın sosyal anksiyete” ve “yaygın olmayan sosyal anksiyete” olarak ikiye ayırıyorlar. Yaygın tipi karşılayan bireyler sosyal durumların ve aktivitelerin çoğunda kaygılanırlar. Yaygın olmayan tipteki bireyler ise toplum önünde konuşma yapmak, yazı yazmak gibi genellikle performans sergilemeleri gereken bir ya da birkaç durumda kaygılanırlar.8

Sosyal anksiyete bozukluğu nedir?

Sosyal fobi (social phobia), çok genel olarak, kişinin, topluluk önüne çıktığı zaman, korku, kaygı veya aşırı mahcubiyet yaşamasına verilen isimdir.1

Sosyal fobi (sosyal anksiyete bozukluğu), kişinin, ilgi odağı olabileceği sosyal etkileşimler ve durumlardan korkma ya da kaygılanma ya da kaçınma durumu olarak tanımlanabilir.7 Tanımdaki bazı noktaları biraz açabiliriz:

  • İlgi odağı olmak: Sosyal fobi, temelde ilgi odağı olmak ile ilgili bir durumdur. Nerede, en zaman, nasıl olduğu önemli olabilir; ancak, sosyal fobik kişinin temel zorluğu, ilgi odağı olmakla ilgilidir.
  • Korkma ya da kaygılanma: Tanı kitaplarına baktığınızda, sosyal ortamlara ilişkin korku ya da kaygı duymak ifadesine denk gelebilirsiniz. Bu ifade bize, örtük bir şekilde, korku ve kaygının aynı şey olmadığını söylediği gibi, konu bağlamında, aralarında bir ayrım gözetiyor. Korku, kişinin, ilgi odağı olduğu anda -mesela, herkesin ona odaklandığı bir an- yaşadığı bir duygudur. Kaygı ise, kişinin, istemediği durumun gerçekleşme ihtimali -yarınki toplantıda ona soru sorulma ihtimali mesela- söz konusuyken yaşadığı duygudur. “Eyvah! Şimdi ne yapacağım!” dediğimizde korku yaşarız, “Ya şöyle olursa ne yaparım!” dediğimizde ise kaygıya kapılırız.
  • Kaçınma: Kaçınma, sosyal fobik kişinin, kendisi için zorlayıcı bulduğu durumlardan kendini uzak tutma çabası olarak düşünülebilir. Sosyal fobisi olan pek çok kişi, söz konusu ortamlardan kaçındığı için, hayatında bir sorun olmadığını bile düşünebilir.

Sosyal kaygıların yalnızca insanlara özgü bir fenomen olmadığı, sosyal baskınlık ve boyun eğicilik hiyerarşisinin insanoğlunu da kapsayan birçok primat türünde sosyal kaygı davranışının belirleyicisi olduğu bildirilmektedir.7

Sosyal fobik (sosyal fobi yaşayan olan) kişi, söz konusu korkular dolayısıyla topluluk içine girmekten kaçınır. Kişi kaçınamaz, bir şekilde söz konusu topluluklara dahil olursa da, anksiyetenin (bunaltının) bütün öznel ve nesnel belirtilerini yaşar.6

Kişinin korku, kaygı veya mahcubiyet yaşadığı durumlara şu örnekleri verebiliriz: Topluluk önünde konuşma yapmak, tanımadığı insanların olduğu bir davete katılmak, kalabalık bir ortamda tek başına yemek yemek, birilerinin bakışına/ ilgisine maruz kalmak vb.

Kaygı tepkilerini tetikleyen durumlarla baş edebilmek için, madde kullanımı veya depresif semptomlar da sık görülür.1

Sosyal anksiyete hangi durumlarda yaşanabilir?

Sosyal fobi yaşayabileceğiniz veya sosyal fobi dolayısıyla kaçınmaya çalışacağınız, literatürde yer alan, bazı durumları şöyle maddeleyebiliriz:

  • Birilerinin gözlemlemesine maruz kalma
  • Toplu taşıtlara binme
  • Birilerinin karşısında konuşma
  • Tanımadık birileriyle karşılaşma
  • Birilerinin önünde, yeme içme
  • Umumi tuvaletleri kullanma.
  • Hamama gitme
  • Birileri bakarken imza atma, yazı yazma
  • Topluluk karşısında sahne alma, sunum yapma vb.
  • Öğrenciler için, derste söz alma, öğretmenin sorularına muhatap olma
  • Birilerinin gözü önünde terleme
  • Düğün, cenaze, parti vb. organizasyonlara katılma

Sosyal anksiyete bozukluğu belirtileri nelerdir?

Sosyal fobi belirtilerinin neler olduğunu öğrenmek için iki tanı kılavuzu bize rehberlik edecek: DSM-V ve ICD-10

DSM-V’te sosyal anksiyete bozukluğu belirtileri nasıl ele alınıyor?

DSM-V’e göre, sizde sosyal anksiyete bozukluğu olup olmadığını öğrenmek için, şu sorular üzerinde düşünebilirsiniz:

  • Başkaları tarafından değerlendirilme ihtimalinizin olduğu bir veya daha fazla sosyal durumda -toplumsal etkileşmeler, gözlenme ve başkalarının önünde bir eylem sergileme- belli bir korku veya kaygı duyuyor musunuz?
    • Birileriyle karşılıklı konuşurken rahatsız oluyor, korkuyor veya kaygı duyuyor musunuz?
    • Tanımadığınız birileriyle karşılaşmak sizi korkutuyor veya kaygılandırıyor mu? Onlarla karşılaşmaktan kaçınıyor musunuz?
    • Bir şey yerken veya içerken, birileri tarafından gözlenmek sizi rahatsız ediyor mu? Böylesi durumlardan uzak durmaya çalışıyor musunuz?
    • Birilerinin karşısında performans sergilemek -mesela konuşma yapmak- sizi korkutuyor, kaygılandırıyor mu? Söz konusu durumlardan uzak kalmaya çalışıyor musunuz?
  • Başkalarının, sizinle ilgili olumsuz şeyler düşünmesine yol açacak davranışlarda bulunmaktan veya onların yanında yaşadığınız kaygının anlaşılmasından korkar mısınız?
    • Utanacağınız ya da küçük düşeceğiniz bir biçimde davranmaktan korkar mısınız?
    • Başkaları tarafından dışlanmanıza yol açacak şekilde davranmaktan endişe eder misiniz?
    • Başkalarının kırılmasına yol açacak şekilde davranmaktan endişe eder misiniz?
  • Yukarıda belirttiğim toplumsal durumlar, nerdeyse her zaman, sizde bir korku ya da kaygıya yol açıyor mu?
  • Söz konusu toplumsal durumlardan uzak durmaya, kaçınmaya çalışıyor musunuz?
    • Uzak duramaz iseniz, bu durumlara, yoğun bir kaygı ve korkuyla mı katlanıyorsunuz?
  • Yaşadığınız korku veya kaygı, içinde yaşadığınız topluma göre orantısız mıdır?
  • Korkunuz, kaygınız ya da kaçınmanız sürekli bir durum mudur; bunlar, en az altı ay ya da daha uzun mu sürdü/ sürüyor?
  • Korku, kaygı ya da kaçınmalarınız, belirgin bir sıkıntıya yol açıyor mu?
    • İşle ilgili alanlarda sorun yaşıyor musunuz? Mesela işe gitmenize, üretken olmanıza, terfi etmenize engel oluyor mu yaşadıklarınız?
    • Öğrenci iseniz, okula gitmekte, derslere katılmakta, arkadaşlık kurmakta vb. zorlanıyor musunuz?
  • Korku, kaygı ya da kaçınmalarınız, kullandığınız bir maddenin -uyuşturucu veya ilaç gibi-etkisiyle açıklanabilir mi? Şayet açıklanırsa, bu , sosyal fobiye işaret değildir.
  • Korku, kaygı ya da kaçınmalarınız, başka bir sağlık durumunun fizyolojik etkileriyle açıklanabilir mi? Şayet açıklanırsa, bu , sosyal fobiye işaret değildir.
  • Korku, kaygı ya da kaçınmalarınız, panik bozukluğu, beden algısı bozukluğu ya da otizm açılımı kapsamında bozukluk gibi başka bir ruhsal bozuklukla daha mı iyi açıklanır? Şayet açıklanırsa, bu, sosyal fobiye işaret değildir.
  • Sağlığınızı ilgilendiren başka bir durum -parkinson hastalığı, şişmanlık, yanık ya da yaralanmadan kaynaklanan biçimsel bozukluk gibi- var mı?
    • Varsa, yaşadığınız korku, kaygı ya da kaçınma, söz konusu durumla açıkça ilgisiz midir? Öyle ise, bu sosyal fobi işareti değildir.
    • Duruma göre aşırı bir korku, kaygı veya kaçınma mı yaşıyorsunuz? Öyle ise, bu, sosyal fobi işareti değildir.
  • Duyduğunuz korku, toplum önünde konuşma ya da başka bir eylemi gerçekleştirme ile sınırlı mıdır? Öyle ise, yaygın değil spesifik bir sosyal fobiniz olabilir.

ICD-10’da sosyal fobi belirtileri nelerdir?

A. Aşağıdakilerden birisi bulunmalıdır:

  1. Dikkat odağı olmayla ilgili ciddi korku ya da utanacağı ya da küçük düşeceği biçimde davranma korkusu.
  2. İlgi odağı olmaktan ya da utandırıcı ya da küçük düşürücü şekilde davranma korkusu olan durumlardan kaçınma

Bu korkular topluluk içinde yemek yeme ya da konuşma, tanıdık kişilerle topluluk içinde karşılaşma, küçük gruplara (örneğin partiler, toplantılar, sınıf) katılma gibi sosyal durumlarda ortaya çıkmaktadır.

B. Hastalığın başlangıcından beri, korkulan durumlarda agorafobi için B ölçütleri altında tanımlandığı gibi, en az iki anksiyete belirtisinin aşağıdaki belirtilerden en az birisiyel beraber görülmesi:

  1. Kızarma ya da titreme
  2. Kusmaktan korkma
  3. İdrara sıkışma ya da idrar ya da dışkı kaçırma korkusu

C. Belirtiler ya da kaçınma ciddi duygusal sıkıntıya sebep olur ve birey bunların aşırı ve mantıksız olduğunun farkındadır.

D. Belirtiler korkulan durumlarla sınırlı şekilde ya da en yoğun olarak bu durumlarda görülür ya da korkulan durumun ortay çıkması beklendiğinde belirgin hale gelir.

E. A ve B ölçütünde yer alan belirtilerin sebebi sanrılar, varsanılar ya da organik mental bozukluklar, şizofreni ve benzeri bozukluklar, duygudurum bozuklukları, saplantı-zorantı bozukluğu olmamalı ve bu belirtiler kültürel inançlara ikincil olmalıdır.3

Sosyal anksiyete bozukluğunda ayırıcı teşhis

Sosyal fobisi olan kişiler korkularından sıkıntı duyarlar; endişe yaşarlar ve korkularının mantıksız olduğunun farkındadırlar. Dışlanması gereken en belirgin rahatsızlıklar da anksiyete bozuklukları grubundadır.5

Agorafobili panik bozukluğu ve panik atağı olmayan agorafobi daha yaygındır ve yalnızca topluluğun gözlerinin üzerinde olabileceğini düşündüğü durumlarda oluşmazlar.5

Yaygın anksiyete bozukluğu daha globaldir ve korku sadece performansa yönelik değildir.5

Eğer özel bir anksiyete bozukluğu kriteri karşılanamazsa, başka türlü adlandırılamayan anksiyete bozukluğu denilebilir.5

Son olarak, teşhis koymadan önce, başka bir majör mental bozuklukla ilgili anksiyete, performans anksiyetesi, sahne korkusu veya utangaçlık da düşünülmelidir (5).

Sosyal fobi (sosyal anksiyete bozukluğu) örnekleri

I. örnek

35 yaşında bir adam, yapmak zorunda olduğu bir konuşmayla ilgili yaşadığı büyük bir anksiyete nedeniyle psikiyatriste gelir.

Şirketinde, yakın zamanda yaklaşık 100 kişilik bir dinleyici kitlesine hitap etmesini gerektiren bir pozisyona terfi ettiğinden bahsetmektedir. İlk konuşmasının iki hafta sonra olacağını ve dolayısıyla endişeden uyuyamadığını söylemektedir. Korkusunun abartılı olduğunu bildiğini ancak onu engelleyemediğini belirtmektedir. “Aptalca bir şey yapmaktan veya başka bir şekilde kendisini utandırmaktan korktuğu için topluluk önünde konuşmakta her zaman zorlandığını anlatmaktadır. Mümkün olduğunca, topluluk önünde konuşmaktan kaçınmış veya sadece dinleyiciler 10 kişiden az olduğunda konuşmuştur. 2 hafta sonraki sunumunu yapmazsa yeni işinde kalamayacağını bildiğinden, sorununa bir çözüm bulmak umuduyla psikiyatriste gelmiştir.5

II. örnek

Bayan M., 30 yaşında bir muhasebecidir. Sosyal durumlarda güçlük yaşayan kişiler için grup terapisi ile ilgili gazetedeki ilanı okuduktan sonra psikoterapiye katılmaya karar vermiştir. Görüşme esnasında M. sinirli görünüyordu ve başkaları ile konuşurken, kaygıdan çok yoğun sıkıntı yaşadığını tarif etti.

Yıllar içerisinde sorunun daha da kötüleştiğini ve şu anda kocası dışında kimseyle sosyal bir etkileşimde bulunamadığını belirtti. İnsanlarla etkileşimden korktuğu için süpermarkete bile gidemiyordu. Bayan M., kendini iyi ifade edemezse ya da diğerleri onun aptal olduğunu düşünürse diye aşırı utanç duyduğu için sosyal etkileşimlerden korktuğunu açıkladı. Bu korku, M.’yi daha sinirli hale getiriyordu.

M., başkalarıyla konuşurken söyleyeceği şeyi sık sık unutmaya ve kekelemeye başladı. Böylece, diğerlerinin onu aptal olarak değerlendireceği yönündeki endişesi daha da arttı ve sürekli artan korku ile bir kısır döngü oluşturdu.4

III. örnek

P. tedaviye ilk başvurduğunda otuzlu yaşlarının ortalarında beyaz bir erkekti. Cerrahtı ve 13 yıldır sosyal fobisi vardı.

Sosyal durumlarda ne kadar ne kadar heyecanlı olduğu fark edilecek endişesiyle sosyal ortamlara fazla girmiyordu ve uzun yıllardır ilişkisi olmamıştı. İnsanların onu bir budala ya da deli gibi göreceğine inanıyordu ve özellikle de çevresinde başkaları varken çenesinde oluşan gerginliği fark etmelerinden korkuyordu. İnsan içindeyken sürekli sakız çiğniyordu, böylece yüzünün çarpık görünmesini engelleyebileceğini düşünüyordu.

İlginçtir, mesleki durumlarda insanlarla konuşurken pek sorun yaşamıyordu. Örneğin, ameliyatlardan önce ve sonra hastalarıyla konuşurken oldukça sakindi. Ameliyat sırasında da yüzünde maske oluyordu, ayrıca işini yaparken ve çevresindeki diğer cerrah yada hemşirelerle etkileşimde sıkıntı çekmiyordu. Sorun ameliyat odasından çıkıp ameliyata giren diğer cerrah ve hemşirelerle ya da hastanın ailesi ile ayak üstü sohbetler yapması -ve göz teması kurması- gerektiğinde ortaya çıkıyordu. Buna benzer durumlarda sıklıkla panik ataklar yaşıyordu.

Panik ataklar sırasında kalp çarpıntısı, “çıldırma” korkuları ve zihninin “kapandığı” hissini yaşıyordu. Panik ataklar yalnızca sosyal durumlarda ortaya çıktığı için panik bozukluk değil sosyal fobi tanısı kondu.

P.’nin sosyal fobisi ve paniği 13 yıl kadar önce büyük bir stres altında olduğu bir dönemde başlamıştı. Ailesinin işi iflas etmişti, anne babası boşanmıştı ve annesi kalp krizi geçirmişti. Büyük olasılıkla, birden çok stres yaratıcının söz konusu olduğu bu bağlamda kişisel travma yaratıcı bir olay sosyal fobinin başlangıcını tetiklemişti. Bir gün, tıp fakültesinden eve döndüğünde en iyi arkadaşını nişanlısıyla aynı yatakta bulmuştu. Bir ay kadar sonra da ilk panik atağını yaşamış ve sosyal durumlardan kaçınmaya başlamıştı.7

Sosyal anksiyete bozukluğu tedavisi

Sosyal fobileri tedavi etmede psikoterapi faydalıdır. Korkulan duruma duyarsızlaştırma, seanslarda prova yapma, hastanın kendini aşamalı olarak topluluğa soktuğu ev ödevleri verme gibi teknikleri içeren bir bilişsel ve davranışçı terapi kombinasyonu uygulanır.5

Ağır düzeyde sosyal fobinin bazı vakalarında seçici serotonin geri alım inhibitörleri, benzodiazepinler, venlafaksin ve buspironu içeren psikofarmakoterapi başarılı olmuştur. Buspironun SSGİ’lerle birlikte kullanıldığında bu hastalığın tedavisini güçlendirdiği gösterilmiştir.5

Performans durumlarıyla ilgili anksiyeteyi tedavi etmede, korkulan durumdan hemen önce beta edrenerjik reseptör antagonistleri kullanılır. Atenolol ve propranololun bu durumlarda faydası gösterilmiştir ve en sık kullanılan ilaçlardır.5

Sosyal fobi tedavisi ile ile ilgili öne çıkan yöntemler, bilişsel -düşünce odaklı çalışan- ve davranışçı -davranış odaklı çalışan- terapilerdir.7 Günümüzde bu iki yaklaşım, daha çok, bilişsel-davranışçı terapi başlığı altında birlikte uygulanmaktadır.

Sosyal anksiyete bozukluğu tedavisinde davranışçı terapi

Davranışçı tedavilerde, kaçındığınız sosyal ortamlara aşamalı olarak maruz bırakılırsınız; günlük dilde söylersek, kaçındığınız durumların üstüne gitmeniz sağlanır.

Söz konusu maruz bırakma (aşamalı yüzleştirme, üstüne gitme) belirli bir prosedüre bağlı olarak gerçekleştirilir. Terapistiniz, öncelikle sosyal fobinizi anlamaya çalışır, yaşadıklarınızı ayrıntılı bir şekilde anlatmanızı ister sizden ve kaçındığınız durumu aşama aşama ele alır.

Söz gelimi, otobüse binmekten kaçınıyorsanız, önce hayalinizde otobüse binersiniz, sonra otobüs durağına gidip bir süre sadece orada beklersiniz, sonrasında otobüse biner ve sadece bir durak gidip inersiniz, sonra iki ve daha fazla durak gidersiniz vb. Burada ifade ettiğim sadece bir örnek tabii ki. Sizin sorunlarınıza göre çok çok spesifik davranışçı prosedürler geliştirilir davranışçı terapilerde.

Sosyal anksiyete tedavisinde bilişsel terapi

Bilişsel yaklaşımda, sosyal fobinizin temelinde, çarpık düşünce yapıları olduğu düşünülür. Tedavide ise, söz konusu çarpık düşünce yapıları önce tespit edilir sonra da daha gerçekçi olanlarla değiştirilir. Mesela, “Otobüste herkes bana bakacak, benimle ilgili olumsuz şeyler düşünecek.” gibi otomatik düşünceleriniz ele alınır; bu düşüncelerin gerçekliği test edilir seanslarda.

Terapist, bilişsel yeniden yapılandırma peşinde olur terapide. İşe, sorunlarınızın temelindeki olumsuz otomatik düşüncelerinizi saptayarak başlar. Sonrasında da, bu düşünceleri, mantıksal yeniden çözümleme yoluyla değiştirmeye, daha gerçekçi hale getirmeye çalışır.

Sosyal fobi ile ilgili sık sorulan sorular

Sosyal fobi tanısı nasıl konur?

Türkiye’de yasal olarak psikiyatrik tanıyı, hekimler (sosyal fobi için psikiyatristler) koyar. Sosyal fobi tanısını, psikiyatrist, hastayla yaptığı özel görüşme (psikiyatrik muayene) ile koyar. Psikiyatrist tanı koyarken, DSM-V, ICD-10 ve PDM -2 gibi tanı kılavuzlarını referans alır. Psikiyatrist, hastayla yaptığı görüşmede, hastanın belirtileri ve bulguları, söz konusu kılavuzlardaki sosyal fobi tanı ölçütlerini karşılıyorsa, hastaya sosyal fobi tanısı koyabilir.

Sosyal fobi için, hastanede hangi bölüme gidilmelidir?

Sosyal fobi için hastanede bir tedavi görmek isteyenler, hastanelerin psikiyatri kliniklerine başvurmalıdırlar.

Sosyal fobi için hangi doktora gidilir?

Sosyal fobi tedavisi için tıbbi bir tedavi -ilaç tedavisi- görmek isteyenler bir psikiyatrist ile görüşmelidirler. Psikiyatristler, hastane, psikiyatri kliniği, kişisel muayenehane vb. yerlerde çalışabilirler.

İlaç tedavisi ile birlikte veya ilaç tedavisi olmadan psikoterapi görmek isteyenler, psikoterapist ile görüşebilirler. Psikoterapistler, hastane, klinik, psikoterapi merkezi vb. yerlerle çalışabilirler.

Sosyal fobim olduğunu nasıl anlarım?

Bu makalede, sosyal fobiyi ayrıntılı bir şekilde ele almaya çalıştım. Makaleden hareketle, yaşadıklarınıza dair bir çıkarımda bulunabilirsiniz. Makalenin sosyal fobi belirtileri bölümüne yeniden bakabilirsiniz. Unutmayın ki, bu yazıdan elde edeceğiniz sonuç, ancak bir ipucu olabilir. Durumunuzu netleştirmek için bir uzmanla görüşmenizde fayda var.

Kaynaklar (8)

1 Lingiardi, V., & McWilliams, N. (Eds.). (2020). Psikodinamik tanı kılavuzu (M. Benveniste, & M. Arık, Çev.). Psikoterapi Enstitüsü

2 DSM

3 Karamustafalıoğlu, O. (Ed.). (2018). Temel ve klinik psikiyatri. Güneş tıp Kitabevleri

4 Kring, A. M., Johnson, S. L., Davison, G., & Neale, J. (Rds.). (2015). Anormal psikolojisi (M. Şahin, Çev.). Nobel Akademik Yayıncılık.

5 Olgu örnekleri

6 Öztürk, O. & Uluşahin, A. (2016). Ruh sağlığı ve bozuklukları. Nobel Tıp Kitabevleri

7 Anormal Psikoloji

8 Çetiner, P. (2021). Ergenlerde Psikolojik Sağlamlık ile Yalnızlık Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Sosyal Kaygının Aracı Rolü (Tez No. 669099) [Yüksek lisans tezi, Aksaray Üniversitesi]. YÖK Tez Merkezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/giris.jsp

Yorum yapın